Galileo Galilei, 15 Şubat 1564'te İtalya'nın Pisa kentinde doğmuş ve bilim tarihinde hem keşifleri hem de düşünsel cesaretiyle derin bir iz bırakmıştır. İlk olarak tıp eğitimine başlamış, ancak kısa sürede matematik ve felsefeye olan ilgisi ağır basmış ve 25 yaşında matematik profesörü olmuştur. Genç yaşlardan itibaren deneysel bilime ilgi duyan Galilei, gözlemsel bilimin temellerini atarak dönemin bilim anlayışını köklü şekilde değiştirmiştir.
1609'da geliştirdiği teleskop sayesinde, gökyüzüne dair yaptığı ayrıntılı gözlemler evren hakkındaki mevcut dünya merkezli görüşü sarsmış ve Kopernik'in Güneş merkezli evren modelini destekleyen bulgular ortaya koymuştur. Jüpiter’in uydularını, Venüs’ün evrelerini ve Güneş lekelerini gözlemlemesi, Kopernik’in teorisinin bilimsel gözlemlerle doğrulanmasını sağlamıştır. Galilei'nin Kopernik'in Güneş merkezli kuramını savunması, Katolik Kilisesi ile ciddi bir çatışmaya yol açmış,
1614'te bu görüşlerini yayması yasaklanmıştır. Yine de Galilei, 1632'de yayımladığı "Il Dialogo sopra i due massimi sistemi del mondo" (İki Büyük Dünya Sistemi Hakkında Diyalog) adlı eserinde, Ptolemaios’un dünya merkezli modeline karşı Güneş merkezli evren modelini savunmaya devam etmiştir. Bu eser, Vatikan tarafından yargılanmasına ve ömür boyu ev hapsine mahkum edilmesine neden olmuştur. Galilei'nin bu mücadelesi, bilim ve din arasındaki tarihsel çatışmanın simgesi haline gelmiş ve bilimsel özgürlük için bir dönüm noktası olarak anılmıştır. Onun itaat etmeye zorlandığı halde gerçeğe olan sarsılmaz inancı, ünlü "Eppur si muove" (Ve yine de dönüyor) ifadesinde özetlenir. Efsaneye göre, Galileo Galilei, Engizisyon Mahkemesi'nde Güneş merkezli evren modelini reddetmeye zorlandığında, itaat ettiğini söylese de içten içe gerçeği biliyordu. Mahkeme sonrası sessizce "Eppur si muove" (Ve yine de dönüyor) diye mırıldandı. Bu ifade, Dünya’nın Güneş etrafında döndüğünü bilmesine rağmen, kilisenin baskısına boyun eğmek zorunda kalışını ve bilimsel gerçeğe olan inancını simgelemektedir.
8 Ocak 1642'de hayatını kaybeden Galileo Galilei, "modern gözlemsel astronomi"nin kurucusu, "modern fiziğin" ve bilimsel yöntemin öncüsü olarak anılmaktadır. Onun çalışmaları, doğanın yasalarını anlama çabasında devrim niteliği taşımış ve bilimsel düşüncenin dogmatik önyargılardan bağımsız olarak gelişmesi gerektiğini savunmuştur. Galilei’nin mirası, bilimsel araştırmanın cesaret ve özgürlük gerektirdiğini vurgulayan bir sembol olarak yaşamaya devam etmekte, onun metodolojik yenilikleri modern bilimin temellerinde yer almaktadır. Bu nedenle Galilei, insanlık tarihinde sadece kendi döneminin değil, tüm zamanların en büyük bilim insanlarından biri olarak anılmaya devam etmektedir.