Öğrencilerimizle geçirdiğimiz bir yıllık eğitim sürecinin ardından, artık İtalyan diline hakim olan öğrencilerimizle birlikte Floransa ana merkezli Yaz Okulu gezimiz başladı.
İlk durağımız Roma oldu. İki günümüzü geçirdiğimiz Roma’da Vatikan’dan Trevi Çeşmesine, İspanyol Merdivenlerinden Navona Meydanı’na kadar her yeri gezdik. İtalya’nın başkentinde İtalyanca konuşmanın keyfini yaşadık.
Sonrasında Floransa’ya geçtik. Öğrencilerimiz orada bizi ağırlayan İtalyan ailelerin yanına yerleşip her gün Linguaviva Okulu’nda ders görmek üzere diğer ülkelerden gelen öğrencilerle aynı sınıflarda ders gördüler. Öğrencilerimizin İtalyanca seviyeleri çok iyi olduğu için daha çok İspanyol, Arjantin gibi İtalyanca seviyeleri yüksek yabancı öğrencilerle aynı sınıflara yerleştiler. Bazı öğrencilerimiz C1 düzeyinde dersler gördüler. Bu bizim için gurur verici bir başarıydı.
Her şey ders değildi tabii O Her gün derslerden sonra Floransa’nın, Rönesansın beşiği olması itibatiyle sahip olduğu tüm güzellikleri tek tek yakından inceledik. Kısa bir dönem için bile olsa yaşadığımız şehri sokak sokak tanıma ve ona aşık olma fırsatını yakaladık. Duomo, Uffizi Müzesi, Michelangelo ve Fiesole Meydanları, konserler düzenlenen Signoria Meydanı ve Palazzo Vecchio, Ponte Vecchio, Accademia Müzesi gibi noktalar bu şehre büyülenmemizin hiç de zor olmadığının kanıtı gibiydi her gün.
Okul olmadığı zamanlarda başka şehirleri de gezmeye fırsatımız oldu. Lucca’ya gittik, şehri bisikletle gezdik. Girmediğimiz kilise kalmadı. Venedik’e gittik ve şehri gondollarla keşfettik. Köprülerine ve San Marco Meydanı’na hayran kaldık. Floransa’ya döndüğümüzde sıcaklardan bunaldık, havuzda serinledik. Pisa’ya gittik, okulumuza adını veren bilim insanının doğduğu büyüdüğü yeri keşfettik. Tam bir öğrenci şehri olduğu kanaatine vardık. Bu kadar çok şehri gezdikten sonra İstanbul’a döndük. Size her şeyi resimlerle anlatmak yetmezdi, bir de kısa bir film hazırladık.
Bir sonraki yaz okulunda görüşmek dileğiyle ve sevgilerimle…
Prof.ssa Bilge Temel